Niğde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı önünde Sendika adına açıklama yapan Sosyal Yardım ve İnceleme Görevlisi Naci Akçakaya, “Emeğimiz görmezden geliniyor, alın terimizin karşılığını istiyoruz. Zafer, direnen emekçinin olacaktır” dedi.
2 Ağustos’ta TÜRK-İŞ ile hükümet arasında imzalanan Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü ile 600 bin kamu işçisine ücret artışları sağlanırken, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında çalışanların bu haktan yararlandırılmadığına dikkat çeken Akçakaya, şunları söyledi:
“Bakanlık, vakıflarda çalışan biz emekçileri 600 bin kamu işçisinden ve 30 bini aşkın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı işçisinden ayırarak, bize sadece memurlara verilen yüzde 11 + yüzde 7 oranlarını uygulamak istiyor. Bu kabul edilemez.”

“BİZLER SESSİZ KAHRAMANLARIZ”
Depremde ilk sahaya çıkan, pandemide vatandaşın kapısını çalan ve sınırlı bütçelerle milyonların derdine çözüm üretmeye çalışan emekçiler olduklarını vurgulayan Akçakaya, “Vatandaşın en çaresiz anında yanında olan, hafta sonu bile görev yapan bir neferler ordusuyuz. Ama bugün bizim sesimizi duyan kimse yok” dedi.
“İKİYE AYRILAMAYIZ”
Daha önceki toplu sözleşme dönemlerinde kamu çerçeve protokolündeki zamların vakıf çalışanlarına da uygulandığını hatırlatan KOOP-İŞ temsilcisi, “Ne değişti de şimdi bize üvey evlat muamelesi yapılıyor? Bu ülkenin dört bir yanında görev yapan 600 bin kamu işçisi hakkını alırken, biz neden yok sayılıyoruz?” diye sordu.

“ZAFER DİRENEN EMEKÇİNİN OLACAK”
Grev kararını “bir çığlık ve hatırlatma” olarak nitelendiren Akçakaya, şu ifadelerle sözlerini tamamladı: “Biz varız, biz güçlüyüz, biz biriz! Emeğimizin hakkını alana kadar geri adım atmayacağız. Bizi yok sayan hiçbir sözleşme geçerli değildir. Zafer, direnen emekçinin olacaktır.”