Gürer, 2026 yılı bütçesinin “emekliyi, işçiyi, esnafı ve çiftçiyi yok saydığını” belirterek, “Halk açlıkla, borçla, icrayla baş başa bırakıldı” dedi.
EMEKLİ MARKETE KORKARAK GİDİYOR
Gürer, vatandaşlardan gelen yardım mektuplarını örnek göstererek, emeklilerin ve dar gelirli vatandaşların yaşadığı ekonomik sıkıntıyı gözler önüne serdi.
“Emekli haftada bir korkarak markete gidiyor. Aldığı maaş kiraya ve faturalara yetmiyor. Halk artık nefes alamaz hale geldi.” ifadelerini kullandı.
BU BÜTÇEDE EMEKLİ, TAŞERON, STAJYER YOK
Bütçede birçok kesimin yok sayıldığını belirten Gürer, taşeron işçilerin, staj mağdurlarının ve emeklilikte kademeli geçiş bekleyenlerin taleplerinin karşılanmadığını söyledi.
“Bir günü eksik olan dahi 17 yıl kaybediyor. Bu insanlara nasıl bakıyorsunuz?” diye sordu.
ÇİFTÇİ TÜCCARIN ELİNDE, BORÇ BATAĞINDA
Çiftçilerin içinde bulunduğu zorluklara da değinen Gürer, tarımsal desteklerin yetersizliğini eleştirdi: “Çiftçi ÇKS’si yoksa destek alamıyor. Gübresini, ilacını karşılayamıyor. 10 binden fazla araziye icra gelmiş, bine yakın traktör el konulmuş. Üretim düşüyor, ithalat artıyor.” dedi.
CEPTE PARA YOKSA RAFTAKİ ÜRÜNÜN ANLAMI YOK
Bütçenin gelir adaletini bozduğunu savunan Gürer, “Yoksulluk artık çocuklara kadar ulaştı. Aile yapısı çöküyor” ifadelerini kullandı.
Konuşmasını çarpıcı bir cümleyle tamamladı: “Bir ülkede cebinde para olmayan vatandaş için rafta ürünün bulunmasının bir anlamı yok. Bu bütçe halkın değil, sermayenin bütçesidir.”
Gürer, hükümeti halkın gerçek sorunlarına kulak vermeye çağırarak, “Bu ülkenin insanlarına neden bu kadar zulmediyorsunuz?” sorusuyla sözlerini noktaladı.