Türkiye çapında tanınan bir markanın ismini taşıyan kafe, 2.5 milyon TL bedelle devren satışa çıktı. Ancak bu satış, beraberinde birçok soruyu da getirdi.
DÜKKANLARIN SAHİBİ KİM? BELEDİYE Mİ, ŞAHISLAR MI?
Vatandaşların aklındaki ilk soru oldukça net: Bu dükkanların sahibi kim? Park alanı kamuya mı ait, yoksa özel mülkiyette mi? Eğer belediyeye aitse, kamuya ait bu alanlar nasıl ve kimlere kiralandı?
Kamu kaynaklarıyla yapıldığı bilinen bu alanların kullanım hakkı, hangi şartlar altında özel işletmelere verildi?
İHALE YAPILDI MI, YOKSA DOĞRUDAN MI VERİLDİ?
En dikkat çekici noktalardan biri de burası. Dükkanların kiralanma sürecinde herhangi bir ihale yapılmadığı iddiaları gündemde. Şayet bu doğruysa, kamu taşınmazları neden ihalesiz şekilde el değiştirdi? 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu ortadayken, bu işletmelerin kime, nasıl ve hangi koşullarda kiralandığı açıklanmalı.
KİRACILAR KENDİLERİNE VERİLEN YERİ BAŞKASINA DEVREDEBİLİYOR MU?
Belediyenin “özenle seçtiği” kiracılar eğer işyerlerini istedikleri kişilere devredebiliyorsa, o zaman bu seçimin anlamı ne oluyor? 2.5 milyon TL gibi bir devren satış bedeli, burada ciddi bir ticari değer oluşturulduğunu gösteriyor.
Kamuya ait bir alanda bu tür yüksek bedelli devirlerin serbest olması, “rant mı yaratıldı?” sorusunu gündeme taşıyor.
KAMU YARARI MI, ÖZEL KÂR MI?
Projeler “ilçe ekonomisini canlandıracak” vaadiyle başlarken, zaman içinde birkaç kişinin kazanç sağladığı bir yapıya mı dönüştü? Bor halkı bu konuda şeffaflık bekliyor.
Kim, hangi şartlarda kiraladı? Kiralama süresi ne kadar? Devir hakkı var mı? Bu soruların yanıtı kamuoyuna açık şekilde verilmediği sürece, tartışmalar dinmeyecek gibi görünüyor.
BOR HALKI YANIT BEKLİYOR
Kamuya ait olduğu düşünülen alanların ticari alana dönüştürülmesi, kamu yararı ilkesine uygun yürütülmeli. Halk adına kullanılan her karış toprağın, her işletmenin hesabı kamuya verilmelidir.
