Niğde bürokrasisinin derin koridorları, geçmişten bu yana birçok "sülük" figürüne ev sahipliği yaptı. Her biri farklı adlarla anılsa da, bir isim var ki, makam şoförlüğünden başlayıp makam koltuğuna uzanan dramatik yükselişiyle hafızalara kazındı: Selçuk Demir.
Ancak bu "sülüğün" serüveni burada bitmedi. Siyasi ikbal uğruna bir dansöz edasıyla kıvranıp durdu. Güneş yanığı parlak yüzü ve sözüm ona milliyetçi kılıfı da ona yetmedi. Şimdilerde ise "ak kurt" olmanın peşine düştü.
Peki, bu serüven nasıl başladı? Dönemin Niğde Valisi Gündüz Beder zamanında bir makam şoförü iken, kulak misafiri olduğu devlet sırlarını dönemin Belediye Başkanı Mümin İnan'a taşıdı. Bu hareket, sadakatten değil, yalnızca menfaatten doğan bir "sadakat"le ödüllendirildi ve Niğde Belediyesinde Özel Kalem Müdürlüğüne terfi ettirildi.
Devletin emanet makamlarında böylesi omurgasız bir yükselişin önünü açanlar mı suçludur, yoksa makam arabasını bir kulak misafirliği aracına çevirip kariyer devşiren mi? Şüphesiz her iki tarafın da tarih önünde vereceği hesap ağır olacaktır. Ancak biz bugünlük Selçuk Demir'e odaklanalım.
Makamdan Ayrılış ve Yeni Arayışlar
Demir, bugün siyasetin çöplüğünde yolunu bulmaya çalışan tipik bir figür. Görevden alındı, küstü, sonra emekli oldu. Ama bitmedi… Mümin İnan'ın eteğinin altına tekrar sığınıp bu kez İYİ Parti'ye sızdı. Ne siyasetten anladı, ne de teşkilatçılıktan. Ancak koltuk sevdası hiç eksilmedi.
İYİ Parti'de Merkez İlçe Başkanlığı görevine getirildiğinde umut değil, endişe doğurdu. Çünkü ne bir basın açıklaması yapabildi ne de teşkilatın adını duyurabildi. Varlığıyla yokluğu aynıydı. Sonunda İYİ Parti Genel Merkezinde Buğra Kavuncu'nun talimatıyla görevden alındı. Haklıydılar; parti binasında gölge gibi dolaşan bir isimle seçim kazanılamazdı.
Ve şimdi… Yeni bir sığınacak liman arıyor. Gönlünü, yıllarca karşısında durduğu iktidar partisine kaptırmış görünüyor. Yeter ki bir koltuk olsun, yeter ki bir kapı aralansın. İlk fırsatta geçmişini inkâr edip saf değiştiriyor.
ANALİZ
Selçuk Demir, siyasetin neferi değil, rantın figüranıdır. Makam aracıyla başladığı kariyerinde, halkla hiçbir bağ kuramadan, yalnızca "kulağı delik" olmanın ödülünü topladı. Ne bilgi birikimi, ne siyasi duruşu, ne de ahlaki bir ağırlığı oldu.
Niğde siyasetinin bu trajik ve utanç verici figürü, sadece koltuk uğruna kimliğini bile unutanların sembolü oldu. Bugünlerde kendini göstermek ve adını duyurmak adına yaptığı "boş" çıkışlar, sadece kendisi için daha fazla utanç kaynağı olmaya da devam ediyor.
Bizim tavsiyemiz, dölek durması ve kirli çamaşırlarını temizlemeye kalkışmamasıdır; zira bu kirleri temizlemeye su yetmez.